26 Kasım 2013 Salı

Gebelik Günlüğüm : 33. Hafta

33+1 günlük gebe

Merhaba,

Bu hafta biraz gecikmeli yazabiliyorum. Ancak küçük bir zaman bulabildim.

Geçtiğimiz hafta biraz yoğun ve olaylı geçti.
Pazartesi günü, 32. hafta çalışabilir raporumu almak için Zeynep Kamil Hastanesi'ne gittim. Gebe İzlem Polikliniği o kadar yoğundu ki İstanbul'daki bütün hamileler orada toplanmış gibi görünüyordu. Raporu imzalatıp hemen çıkarım diye hayal ederken, USG ve NST yapılmadan kurtulamayacağımı anladım. NST sırası kalabalıktı. Neyse ki saatlerce beklemeden NST'mi çektirip, raporumu alıp eve geldim ve çalışmaya devam ettim.
Bu arada eve ancak öğlen geldiğim için yemek düşünecek zamanım da olmamıştı, şeytana uyup KFC'den sipariş verdim. Ne olduysa ondan sonra oldu. Önce bütün akşam süren reflü şikayetlerim başladı ve yattıktan sonra daha da şiddetlendi. Bir ara nefes alamaz hale geldim ve bir süre kalkıp yatakta amaçsızca oturdum. Sabaha karşı da başka hiç bir belirti göstermeden aniden ve şiddetli bir şekilde kusmaya başladım. Aynı zamanda bağırsak hareketlerim de hızlandı ve sabaha kadar bir kaç kere tuvalete çıktım. Kusmalarımın şiddeti artmaya başlayınca Çağrı beni hemen hastaneye götürdü. Anlaşılan KFC kaçamağı bana yaramamıştı. Açıkçası yerken de pek hoşuma gitmemişti :) Hastanede bir serum yedikten sonra eve geldik. O gün evden bile çalışamayacak durumdaydım. Rapor aldım ve bütün gün yattım.
Aynı gün öğle saatlerinde her zamanki siyatik ağrım kötü bir hal almaya başladı. Akşama doğru varis ve siyatik ağrısının birleşmesiyle durum dayanılmaz bir hal aldı. Son aylarda çektiğim en yoğun ağrıyı çekiyordum. Dayanamayıp doktoruma danıştım ve iğne yaptırmaktan başka çarem kalmadığına karar verdim. Tekrar hastaneye gittik ve ağrı kesici karıştırılmış bir serum daha yedim. Sabah hastaneden döndükten sonra hiç bir şey yiyip içememiştim, serum yemek iyi olabilir diye düşündüm. Neyse ki serum kısa zamanda işe yaradı ve günlerdir normal bir gece uykusu uyuyamayan ben deliksiz bir uyku çektim.
Bu kadar hastane macerasından sonra haftayı evde tamamlamanın daha iyi olacağını düşündüm ve bütün hafta evden çalıştım.
Öte yandan, bebek partisine az kaldığı için kalan hazırlıkları da ufak ufak tamamlamaya çalıştım. Bir akşam Çağrı'yla birlikte Deniz'in odasındaki bütün koli ve gereksiz eşyaları attık. Çağrı gardrobu duvara sabitledi. Ortada gereksiz bir şey kalmayınca oda bebek odasına benzemeye başladı. Önümüzdeki hafta sonuna kadar dekoratif malzemeleri de iyi kötü halledip, odayı partiye yetiştirmeye çalışacağız.

Hafta sonu İzmit'teydik. Bundan sonra gitmemiz çok zor olur diye düşünerek gittik ancak kendi yatağım dışında bir yerde yatmak hiç iyi bir fikir değilmiş. Evde, kendimi yedi yastıkla çevreleyerek rahat pozisyon bulamazken, başka yatakta rahat edebilmem zaten pek mümkün görünmüyordu. Bütün gece dönüp durdum ve neredeyse uyumadan sabahı ettim. Zaten bir süredir geceler benim için çok sevimsiz. Sabah olsun diye can atar oldum. Bazen gece tuvalete kalktığımda saatin 2 ya da 3 olduğunu görüp ciddi anlamda bozuluyorum :)

Bütün bu sinir bozucu şikayetlere rağmen, hamile olmayı özleyeceğimi hissediyorum :) Deniz'e kavuşmak için her gün daha fazla sabırsızlanıyorum. Onu çok merak ediyorum. Ama yine de bir daha karnımı şekilden şekle sokan hareketlerini hissedemeyeceğimi bilmek içimi bir garip yapıyor. Hamilelik garip bir şey. İnsan gerçekten de ömür boyu hamile kalacağını düşünüyormuş. Halen daha, ne ben ne de Çağrı, şu kocaman karnımdan bütün hayatımızı değiştirecek bir bebek çıkacağını idrak edebiliyoruz:)

Şimdilik bu kadar. Haftaya bebek partisi haberleri ve resimleriyle burada olacağım :)

Sevgiler

İLKE & DENİZ

18 Kasım 2013 Pazartesi

Gebelik Günlüğüm : 32. Hafta

Merhaba,

32 + 2 günlük gebe
Geçen haftaki bunalımdan sonra, bu hafta yeni kararlar almak ve işleri düzene koymak iyi geldi.
Öncelikle doğum tercihlerimle ilgili yaşadığım hayal kırıklığından sonra, doğal doğumu destekleyen diğer doktoruma dönmeye karar verdim ve zaman kaybetmemek için mecburen Cuma gününe hemen randevu aldım. Cuma günü, hem randevuya rahat rahat gidebilmek hem de kendime biraz zaman ayırabilmek için işten izin aldım. Neyse ki görüşme iyi geçti. Böylece doğum tercihleri konusunu büyük ölçüde kafamdan atıp diğer konulara konsantre olmaya başlayabilirim. Doktora da karar verdiğimize göre, en yakın zamanda hastaneyi de gidip görmeyi düşünüyoruz. 2 hafta sonra, düzenli NST yaptırmaya başlayacakmışım. Doktorum, NST'yi düşündüğümüz hastanede yaptırıp aynı zamanda da doğum alanlarını  gezmemizi tavsiye etti.

Doğuma 7 hafta kalmış olması inanılmaz geliyor. Ömür boyu gebe olarak kalacak gibi hissediyorum. Bir yandan sabırsızlanırken, bir yandan "Doğuma daha iyi hazırlanmalıyım" endişesi ara ara yokluyor. Okuldayken önemli bir sınava hazırlanmadığım zamankine benzer bir vicdan azabı çekiyorum :) 
İzne çıkmama daha bir ay olmasına rağmen işten ve çalışmaktan çok sıkılmış durumdayım. Keşke, izinleri doğum sonrasına aktarma gibi bir derdim olmasaydı da şu an hak etmiş olduğum doğum iznine çıkabilseydim. 

Bu hafta bebek partisiyle ilgili hemen hemen bütün hazırlıkları tamamladım. Etiketler basıldı ve geldi. Konsepte uygun kullan at tabak, bardak siparişlerim geldi. Çağrı haftasonu Eminönü'nden şişeleri ve drajeleri aldı. Cuma günü ben uygun renklerde kurdeleleri seçtim ve aldım. Cumartesi akşamı yaklaşık 3 saat oturarak bütün şekerleri bitirdim. Hiç de kötü olmadılar :)

Doğumda dağıtılacak bebek şekerleri

Partide dağıtılacaklar

Hepsi bitti :)
Bu arada canım arkadaşım Elçin, kendisine verilen bebek partisi oyunları bulma işi üzerinde ciddiyetle çalışmaya başladı. Hatta partideki oyunların sonucunda verilecek olan hediyeleri bile paketleyip bana getirdi :)

Önümüzdeki hafta İzmit'te olacağımızdan, Deniz'in odasının da bu hafta tamamlanması gerekiyordu. Tam anlamıyla bitmiş sayılmaz ancak en azından odadaki bütün kolileri ve fazlalıkları atıp eşyaları da yerlerine yerleştirerek bebek odası görüntüsünü ortaya çıkarmayı başardık.

Menü için de bir kaç arkadaşımın desteğini aldım. Sağolsunlar yiyeceklerin bazılarını onlar yapıp getirecekler. 
Geriye odayı son haline getirmek, salonu süslemek, pasta ve börek siparişlerini vermek kaldı yalnızca.

Parti konusunu burada kapatıp, geleneksel gebelik şikayetleri bölümüne geçelim. Geceleri nasıl yatacağımı şaşırmış durumdayım!! Yatma saati geldi diye baya moralim bozulmaya başladı akşamları :) Gebelere önerildiği gibi ne yazık ki sola yatamıyorum. Anında kalbim ve kaburgalarım sıkışmaya başlıyor. Sağa yattıktan kısa süre sonra her yerim tutulmuş ve uyuşmuş şekilde uyanıyorum. Bu arada siyatik sinirinin üzerine de yatmış olduğum için kalçamda da ağrı başlıyor. İki gece üst üste resmen otobüste kafam önüme düşerek uyuklarmış gibi, oturarak uyudum. Bunun dışında, sanırım enerjim eskisine göre daha iyi. Önceden beş dakikadan fazla kasılmadan yürüyemezken şimdi daha uzun yürüyüşleri tolere edebiliyorum. Aylardır yakamı bırakmayan kasılmalar da şaşırtıcı derecede azaldı. Daha geç yoruluyorum. Öte yandan bel ağrılarım bir gün iyi bir gün kötü. Buna da şükür diyerek bu bahsi de kapatıyorum :)

Sevgiler...

İLKE & DENİZ

İhtiyaç listesi - 2

Merhaba

Deniz'in ihtiyaç listesini paylaşmaya kaldığım yerden devam ediyorum. Bir önceki yazı için tık.

ELEKTRONİK-DİĞER

Soğuk buhar makinesi
MP3 çalar+hoparlör
Temassız ateş ölçer
Yangın söndürme tüpü
Oda termometresi
Bebek telsizi
Müzikli projektör
Bebek arabası
Bebek taşıma askısı
Ana kucağı-oto koltuğu
Yumuşak kitaplar-hışırtılı oyuncaklar
El-ayak izi seti

* Soğuk buhar makinesi almayı düşünmüyordum. Başlarda çok araştırma yapmadığım için kaloriferin üzerine konacak su dolu kap da iş görür diyordum. Ancak sonra, sıcak buharın bakteri ürettiğini ve soğuk buhar makinesiyle odayı nemlendirince bebekte burun tıkanıklığının büyük ölçüde önüne geçildiğini öğrendim.
Biz bunu tercih ettik.
**Hem doğum sırasında hastane odasında hem de sonrasında Deniz'in odasında sürekli çalabilmek için minik bir MP3 çalar alacağız.
***Ateş ölçer en uzun takıldığım maddelerden biri oldu. Kulaktan mı alından mı, temassız mı temassız mı, o marka mı bu marka mı derken gidip hiç aklıma gelmeyen bir marka alıverdim :) Umarım pişman olmam.
****Dönence konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi ilk aylar tavsiye edilmiyor diyor. Diğeri altı aylık olunca kaldırmak gerekiyor diyor. Ben de sağlıklı bir fikir edinemedim. Bu nedenle dönence yerine müzikli bir projektör almaya karar verdim.
*****Becerebilirsem Deniz'i serin yerde uyutma fikrimin arkasında durucam. Uzmanlar bebeğin 18 derecede uyumasının çok daha sağlıklı olduğunu söylerken, büyüklerin tepkilerine direnmem gerekecek :) Bu nedenle ufak bir dijital termometre aldım. Bir süredir de biz kullanıyoruz. Buhar makinesini kullanırken de ortamdaki nemi ölçmek için gerekli olacak.
******Tüm alışveriş içinde sanırım en zor kalem bebek arabasıydı. Uzun araştırmalar ve karşılaştırmalar sonucu Mamas&Papas Sola'da karar kıldık. Fiyatı bütçemize uygun ve görüntüsü de estetik. Umarım memnun kalırız.
*******İlk üç ay özellikle tavsiye edilen "wrap" askılardan aldım. Sonrası için daha sonra karar vereceğim.

HASTANE İÇİN

Önden düğmeli pijama
Önden açılan gecelik
Sabahlık
Çağrı için pijama
Terlik
Pilates topu
Ped
Kullan-at çamaşır

Sevgiler...

İLKE & DENİZ

13 Kasım 2013 Çarşamba

İhtiyaç listesi - 1

Merhaba

Uzun zamandır ancak gebelik günlüklerimi yazacak kadar zaman ayırıyorum bloguma. Onda da her şeyi bir anda anlatmak zor oluyor. Bugün yapabildiğim kadar Deniz için yaptığımız hazırlıklardan bahsedeceğim.
Alışverişimiz neredeyse bitti. Bir kaç parça dışında pek bir şey kalmadı gibi.

İhtiyaç listesini tablo olarak burada paylaşmam zor ama liste olarak özetlemeye çalışacağım.

GİYİM
Yarım kollu çıtçıtlı body (yenidoğan, 0-3 ay ve 3-6 ay karışık)
Uzun kollu patikli tulum (yenidoğan, 0-3 ay ve 3-6 ay karışık)
Lastiksiz bebek çorabı / 5 adet
Penye eldiven / 3 adet
Penye önlük / 3 adet
Penye yelek / 3 adet
Penye başlık / 5 adet
Astronot ya da dışarda giyecek kalın tulum / 1 adet

* Body ve tulumlarda sayı belirtmedim çünkü bebeğin doğum kilosuna göre ihtiyaçlar değişiklik gösterecektir. Kimi bebekler uzun süre yenidoğan bedeni giyerken, kimi bir süre erken doğan giyiyor, kimi de direkt 0-3 aya geçiyormuş. İlk etapta bu bedenlerden 3-5 adet alıp, bebeğin bedenine göre takviye etmek uygun olabilir. Bir diğer konu da her markanın bedenlerinin ciddi anlamda değişiklik göstermesi.
** Eldiven için herkes farklı bir yorum yapıyor. Bebek kendini bol bol çizeceği için önerenler kadar, gerek olmadığını düşünenler de çok. Ben her ihtimale karşı aldım ancak emzirirken bebeğin memeye temas etmesi için kesinlikle kullanılmaması gerektiğini biliyorum.
*** Küçük bebeklerde yün kullanımının, parçaları burun ve genizlerine kaçabileceği ve allerjik reaksiyona neden olabileceği nedeniyle önerilmediğini öğrendim. Mutlaka sağdan soldan yün yelek, hırka hediye geliyor. Onun dışında penye kullanmaya gayret edeceğim.

UYKU
Uyku tulumu / 1 adet
Nevresim takımı / 3 adet
Penye-pazen battaniye / olabildiğince bol
Lastikli çarşaf / 3 adet
Alez / 2 adet
Yatak örtüsü / 1 adet

*Ananeler/babaneler yorgan kullanmak konusunda ısrarcı olabilirler ancak SID (ani bebek ölümü) neden olabileceği için yorgan yerine uyku tulumu öneriliyor.
**Yün battaniye kullanmayı da yukarıda yelek/hırka kullanımında anlattığım nedenlerden dolayı düşünmüyorum. Ancak bizim bebekliklerimizden kalma bir iki tane var elimizde. Geri kalanlar penye ve pazen.
***Yatağın içini çevreleyen pedler de SID nedeniyle önerilmiyor. Annem alınması gerektiği konusunda ısrarcı ama almayı düşünmüyorum.

BANYO-BAKIM-SAĞLIK
Başlıklı banyo havlusu / 2-3 adet
Küvet-ayak
Küvet süngeri
Fırça-tarak
Tırnak seti
Saf pamuk
Kullan at bebek bezi
Yıkanabilir bebek bezi seti
Yenidoğan saf mendil
Saf zeytinyağı
Bebek yağı karışımı
Saf alkol
Alt açma örtüsü
Kulak çubuğu
Mermerşahi bez
Sıcak su torbası
Bebek deterjanı

* Bebeği yıkamak için kova ve leğenin de iş gördüğü söyleniyor ancak benim belim rahatsız olduğu ve eğilemeyeceğim için mecburen ayaklı küvet seti aldık.
**İlk aylarda kullan at bebek bezi kullandıktan sonra yıkalabilir beze geçmeyi planlıyorum. Hem keseye hem doğaya faydalı olsun :)
*** Bebek bakım ürünleri kullanmayı düşünmüyorum. İçerikleri bana güven vermiyor. Poposu ve vücudu için doğal yağ karışımları kullanacağım. Saçları için haftada bir kere doğal bir sabun kullanabilirim.
****Bebek deterjanı için de bilinen markaları bana güven vermedi. Dalan'ın toz bebek sabunu Roxy'yi tavsiye etti bir arkadaşım.
*****Poposunu temizlemek için saf pamuk ve ılık su en güvenilir yolmuş. Ben yine de Unibaby'nin saf pamuk ve sudan oluşan yenidoğan mendillerinden aldım. Duruma göre karar vereceğim.

EMZİRME
Elektrikli pompa
Süt saklama kutuları
Göğüs pedi
Emzirme sütyeni
Emzirme atleti
Göğüs kalkanı
Emzirme yastığı
Süt arttırıcı çay
Cam biberon

*Henüz almadığım bir kaç parçadan biri de pompa. Madela Swing düşünüyorum.
**Biberona alıştırmak gibi bir niyetim yok ilk aylarda ancak her ihtimale karşı bir tane alacağım. Pompanın içinden de çıkacak sanırım. Özellikle ilk bir ay biberon ve emzik önerilmiyor.

DEKORASYON-MOBİLYA
Yatak
Karyola
Gardrop
Alt değiştirme masası ve minderi
Halı
Perde
Duvar askısı
Kitaplık için raflar
Sepetler
Dekoratif yastık
Resim çerçevesi
Korbell koku karşıtı bez kutusu
Bebek kirli sepeti
Ev tipi ana kucağı
Emzirme koltuğu

*Mobilyaların tamamını IKEA'dan aldık.
**Bebek odasında cicili bicili figürleri çok fazla sevmediğim için, perdeyi düz renk bir kumaştan diktirdim.
Halı olarak da kısa bir süre önce English Home'dan aldığım düz renk yolluğu kullanmaya karar verdim.
***Daha önceki haftalardan birinde paylaştığım şirin kitaplığı yapabilmek için IKEA baharat raflarından aldık.
****Emzirme koltuğu konusunda da henüz kararsızım. Bu kadar masrafın içinde gerçekten gerekli mi emin değilim.





Arkası yarın...



10 Kasım 2013 Pazar

Gebelik Günlüğüm : 31. Hafta

Merhaba

31+4 günlük göbek


Bu hafta yoğun başladı. İlk üç gün stajyer görüşmeleri için ofiste olmak zorundaydım ve bu beni oldukça zorladı. Hafta sonuna doğru, yaklaşan doktor kontrolü nedeniyle heyecanlıydım. Doğum kursundan sonra kafamda iyice netleştirdiğim doğum tercihlerimi doktorumla paylaşacak ve doğal doğuma bakış açısını anlayacaktım.
Açıkçası için rahattı. Doktorumun "doğal doğumcu" olmadığını biliyordum ama SSVD konusunda isim yapmış biri olduğu için tercihlerim konusunda çok sorun yaşamayacağımızı düşünüyordum. Yanılmışım! Tamam haksızlık etmek istemiyorum. Kendisi doğum sürecine saygılı, doğumu hızlandırma yöntemlerini tercih etmeyen ve vajinal doğum oranı çok yüksek bir doktor. Ancak benim doğumum için arzu etmediğim bazı rutin müdahaleleri kullanıyor ve bu konularda oldukça net. Kafamdaki soruları açıklıkla cevapladı ve kendince doğruluğunu ispatlayacak samimi yanıtlar verdi ancak ne yazık ki bir esneklik göstermedi. Bunlardan bazıları tolore edilebilecek şeylerken ( rutin damar yolu açılması) diğerleri beni hayalimdeki doğumdan uzaklaştıracak şeylerdi.
Örneğin doğum boyunca sadece şeker ve çikolata yiyebileceğimi, katı gıda alamayacağımı söyledi. Doğumun uzun sürmesi halinde, o kadar saat (belki gün) sadece şeker ve çikolata yemek bana hiç mantıklı gelmiyor. Halbuki ben doğum sırasında enerjiyi yüksek tutmak için ara ara bir şeyler atıştırılabileceğini hatta istersen yemek bile yiyebileceğini öğrenmiştim. Bu önlemin kusma olmaması için alınıyor olması da düşündürücü. Zira tüm vücut atıkları doğal doğumun bir parçası olabilir. Ayrıca sürekli şeker ve çikolata yemek daha fazla mide bulantısı yapmaz mı?
Bir diğeri saat başı 20'şer dakika yatarak NST'ye bağlanmak. Farklı pozisyonlarda takılmasına izin verilmiyor. Bunun da aktif doğum sırasında oldukça sıkıcı, motivasyonu ve konsantrasyonu bozucu bir şey olduğunu düşünüyorum.
En can sıkıcı olan da, farklı pozisyonlarda doğurmaya izin vermeyip, doğum gerçekleşirken doğum masasında olmak zorunda olduğumu söylemesi oldu. Bunu da uluslararası bir doğum standardı olarak açıklayıp, hastanenin böyle bir şeye izin vermeyeceğini ve kendisinin de risk alamayacağını ekledi.
Ayrıca her saat başı vajinal muayene yapılmasının şart olduğunu ve açılma yeterli değilse doğal yırtıklar yerine kontrollü epizyotomiyi tercih edeceğini de ekledi.
Sezaryen durumunda da babayı kesinlikle ameliyathaneye almıyorlarmış bir iki hastane dışında. Kendisi de bunu çok tercih etmiyormuş.
Tüm bunlar benim oldukça canımı sıktı. Belki bunlar, bir çok kişi için gayet tatmin edici bir doğum deneyimine engel olmayacak konulardır hatta çoğu kişi "normal doğum" deyince bunu anlıyordur. Ancak her ne kadar doğumun idealize edilemeyeceğini, her şeyin farklı gelişebileceğini, kendimi biraz bırakmanın daha iyi olacağını düşünmek istesem de, doğal doğum tercihimden vazgeçmek istemiyorum. Daha hamile kalmadan önce okuyup araştırmaya başladığım, kitaplarını okuduğum, internette hakkında ne varsa araştırdığım, kursuna gittiğim doğal doğumu bu kadar kolay kenara itmek istemiyorum. Bu noktada, biraz daha kabullenici ve uzlaşmacı biri olmayı tercih ederdim belki ama değilim ve gayet iyi biliyorum ki doğumdan sonra isteklerimin peşine düşmediğim için hayal kırıklığına uğrayabilirim.
Kafam çok karışık! Doğal doğum konusunda kesin destek vereceğine emin olduğum ancak bir iletişimsizlik nedeniyle bir süredir gitmediğim diğer doktoruma tekrar dönmeli miyim? Yoksa sakin kafayla düşünüp kendimi bu küçük müdahalelere alıştırmalı mıyım? Zamanın daralmaya başlaması ve bir an önce karar vermek zorunda olmak beni baskı altında hissettiriyor. Benim artık bu konularla uğraşmayı bırakıp, doğuma fiziki ve ruhsal yönden hazırlanmaya konsantre olmam gerekiyordu.

Kontrolde Deniz'in keyfinin gayet yerinde olduğunu gördük. Kendisi 1 ayda 1 kilo almış ve yaklaşık 2300 grama ulaşmış. Bu da benim neden birden kilo aldığımı açıklıyor:) Kafası hala doğum pozisyonundaymış ve suyu iyiymiş. Çok şükür!

Biraz gergin olduğum için sanırım bu hafta başka bir şey yazmayacağım.

Haftaya görüşmek üzere!

İLKE&DENİZ

4 Kasım 2013 Pazartesi

Gebelik Günlüğüm : 30. Hafta

Merhaba

30. haftayı geride bıraktık. Geçen her haftayla birlikte, içimdeki heyecan ve bilinmezlik duygusu artıyor. Okuduğum ve öğrendiğim her şey, kendimi bir yandan iyi ve hazırlıklı hissettirirken, diğer yandan da "Bütün bunlarla nasıl başa çıkacağım" endişesi yaratıyor. İçinde bulunduğum haftalarda bu düşüncelerin normal olduğunu biliyorum. Ama yine de her şeyi olduğu gibi kabullenen, fazla sorgulamayan biri olsaydım hayat daha kolay olmaz mıydı diye düşünmeden edemiyorum. Sanırım, benim gibi karakterler için ebeveynliğin sonu gelmeyen bir araştırma, öğrenme ve karar verme olduğunu yeni yeni idrak ediyorum :) Bir yandan da her şeyin doğrusunu yapma isteğinin gerçek hayatla bağdaşmadığına dair kendimi telkin etmeye çalışıyorum. Umarım annelik bana orta bir yol bulabilmeyi kısa zamanda öğretir :)

Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle, yine iki günlük bir resmi tatil vardı. Sonraki üç günü de evde oldukça yoğun çalışarak geçirdim. Geri kalan tüm zamanlarda da alınacak, yapılacak, okunacak şeylerle zaman geçirdim. Bebek partisi yaklaştığı için gündemimde bebek şekerleri var. Daha önce resmini paylaştığım mantar kapaklı cam şişelere yapıştırmak için iki farklı etiket yaptıracağım. Bir kısmı bebek partisinde dağıtılacağı için etiketleri farklı olacak. Geri kalanlar da Deniz geldikten sonra ziyaretçilere dağıtılacak. Bebek partisinde dağıtılacakların etiketleri, seçtiğim kullan at tabak bardak setleriyle ve davetiyeyle aynı konseptte olacak. O nedenle onu gayet amatör bir şekilde paintte kendim yaptım. Diğerini de bu siteden seçtik. Tabii kendi yaptığımın çözünürlüğü düşük bulunduğu için yine aynı şirket tarafından yeniden yapılacak. Sanırım bu hafta içinde tüm etiketler tasarlanmış ve basılmış olur.

Aşağıdaki davetiyeyi arkadaşlarıma dün gönderdim.



Şişe siparişlerini de bu hafta içinde vermeyi düşünüyorum. Haftaya da muhtemelen kurdele ve drajeleri almış olurum. Yavaş yavaş şişeleri hazırlamaya başlayabiliriz.
Yakın bir zamanda da menü ve süslemelerle ilgileneceğim.

Bu arada henüz zaman olmasına rağmen, hastane çantası listesiyle de ilgilenmeye başladım. Gecelik, pijama, emzirme atletleri vs almam gerekecek kısa bir süre sonra. Hep Deniz'in ihtiyaçlarına konsantre olmaktan, kendiminkiler aklıma bile gelmemişti:)

Bu Cuma sabahı Endokrinoloji randevum var. İki aydır gitmiyordum. Umarım TSH değerlerim aynı şekilde devam ediyordur. Cumartesi öğlen de doktor randevumuz var. Sanıyorum bundan sonra kontrollerimiz daha sık gerçekleşecek. Geçtiğimiz hafta hazırladığım doğum tercihleri listemin üzerinden geçmeyi planladığım için önemli bir randevu olacak bu. Umarım isteklerimize pozitif yanıtlar alırız ve içimiz rahat eder. Bunların dışında, her gece beni acıyla uykudan uyandıran kalp sıkışmaları ve yemeklerden sonra dayanılmaz olabilen kaburga batmaları ile ilgili de danışacağım. Muhtemelen normal olduğunu söyleyeceğini düşünüyorum.

Dün gece rüyamda, Facebook'a "32 gün kaldı" yazdığımı gördüm :) Umarım gebeye malum olmamıştır. Zira bu kadar erken gelmesine hazır olduğumu sanmıyorum :)

Deniz'in 30. hafta gelişimine gelirsek: Bebeğinizin cildini kaplayan ve lanugo adı verilen ince tüyler artık yavaş yavaş kaybolmaya başlarken el ve ayak tırnakları yavaş yavaş uzuyor. Kemik iliği kan hücresi üretimini tamamen karaciğerden devraldı. Erkek bebeklerde testisler torbaya iniş sürecini tamamlamak üzeredir. Bebeğin ağrılığı doğumda olacağı ağırlığın üçte ikisine ulaşmıştır.

Sevgiler

İLKE & DENİZ

Sayfalar