33+1 günlük gebe |
Merhaba,
Bu hafta biraz gecikmeli yazabiliyorum. Ancak küçük bir zaman bulabildim.
Geçtiğimiz hafta biraz yoğun ve olaylı geçti.
Pazartesi günü, 32. hafta çalışabilir raporumu almak için Zeynep Kamil Hastanesi'ne gittim. Gebe İzlem Polikliniği o kadar yoğundu ki İstanbul'daki bütün hamileler orada toplanmış gibi görünüyordu. Raporu imzalatıp hemen çıkarım diye hayal ederken, USG ve NST yapılmadan kurtulamayacağımı anladım. NST sırası kalabalıktı. Neyse ki saatlerce beklemeden NST'mi çektirip, raporumu alıp eve geldim ve çalışmaya devam ettim.
Bu arada eve ancak öğlen geldiğim için yemek düşünecek zamanım da olmamıştı, şeytana uyup KFC'den sipariş verdim. Ne olduysa ondan sonra oldu. Önce bütün akşam süren reflü şikayetlerim başladı ve yattıktan sonra daha da şiddetlendi. Bir ara nefes alamaz hale geldim ve bir süre kalkıp yatakta amaçsızca oturdum. Sabaha karşı da başka hiç bir belirti göstermeden aniden ve şiddetli bir şekilde kusmaya başladım. Aynı zamanda bağırsak hareketlerim de hızlandı ve sabaha kadar bir kaç kere tuvalete çıktım. Kusmalarımın şiddeti artmaya başlayınca Çağrı beni hemen hastaneye götürdü. Anlaşılan KFC kaçamağı bana yaramamıştı. Açıkçası yerken de pek hoşuma gitmemişti :) Hastanede bir serum yedikten sonra eve geldik. O gün evden bile çalışamayacak durumdaydım. Rapor aldım ve bütün gün yattım.
Aynı gün öğle saatlerinde her zamanki siyatik ağrım kötü bir hal almaya başladı. Akşama doğru varis ve siyatik ağrısının birleşmesiyle durum dayanılmaz bir hal aldı. Son aylarda çektiğim en yoğun ağrıyı çekiyordum. Dayanamayıp doktoruma danıştım ve iğne yaptırmaktan başka çarem kalmadığına karar verdim. Tekrar hastaneye gittik ve ağrı kesici karıştırılmış bir serum daha yedim. Sabah hastaneden döndükten sonra hiç bir şey yiyip içememiştim, serum yemek iyi olabilir diye düşündüm. Neyse ki serum kısa zamanda işe yaradı ve günlerdir normal bir gece uykusu uyuyamayan ben deliksiz bir uyku çektim.
Bu kadar hastane macerasından sonra haftayı evde tamamlamanın daha iyi olacağını düşündüm ve bütün hafta evden çalıştım.
Öte yandan, bebek partisine az kaldığı için kalan hazırlıkları da ufak ufak tamamlamaya çalıştım. Bir akşam Çağrı'yla birlikte Deniz'in odasındaki bütün koli ve gereksiz eşyaları attık. Çağrı gardrobu duvara sabitledi. Ortada gereksiz bir şey kalmayınca oda bebek odasına benzemeye başladı. Önümüzdeki hafta sonuna kadar dekoratif malzemeleri de iyi kötü halledip, odayı partiye yetiştirmeye çalışacağız.
Hafta sonu İzmit'teydik. Bundan sonra gitmemiz çok zor olur diye düşünerek gittik ancak kendi yatağım dışında bir yerde yatmak hiç iyi bir fikir değilmiş. Evde, kendimi yedi yastıkla çevreleyerek rahat pozisyon bulamazken, başka yatakta rahat edebilmem zaten pek mümkün görünmüyordu. Bütün gece dönüp durdum ve neredeyse uyumadan sabahı ettim. Zaten bir süredir geceler benim için çok sevimsiz. Sabah olsun diye can atar oldum. Bazen gece tuvalete kalktığımda saatin 2 ya da 3 olduğunu görüp ciddi anlamda bozuluyorum :)
Bütün bu sinir bozucu şikayetlere rağmen, hamile olmayı özleyeceğimi hissediyorum :) Deniz'e kavuşmak için her gün daha fazla sabırsızlanıyorum. Onu çok merak ediyorum. Ama yine de bir daha karnımı şekilden şekle sokan hareketlerini hissedemeyeceğimi bilmek içimi bir garip yapıyor. Hamilelik garip bir şey. İnsan gerçekten de ömür boyu hamile kalacağını düşünüyormuş. Halen daha, ne ben ne de Çağrı, şu kocaman karnımdan bütün hayatımızı değiştirecek bir bebek çıkacağını idrak edebiliyoruz:)
Şimdilik bu kadar. Haftaya bebek partisi haberleri ve resimleriyle burada olacağım :)
Sevgiler
İLKE & DENİZ