28 Aralık 2013 Cumartesi

Gebelik Günlüğüm : 38. Hafta

38 + 0 haftalık göbek

39. haftaya girerken herkese merhaba!

Kah bir şeylerle uğraşarak, kah boş boş oturarak geçen ama huzur dolu bir hafta oldu bu hafta. Gerçekten boş kalmaya, kafa dinlemeye oldukça ihtiyacım varmış. Özellikle "işler yetişecek mi" stresiyle geçen son haftalardan sonra...

Üstte görüldüğü gibi artık göbeğim aldı başını gidiyor ve ben toplamda yaklaşık 8 kilo almış durumdayım. Başlarken hedefim de 8-9 kilo almaktı belim nedeniyle. Özel bir şey yapmadan hedefi tutturmuş oldum :)

Kısa süre öncesine kadar "gelmesin daha, dursun yerinde" modundayken, şimdilerde sabırsızlık baş göstermeye başladı. Hem belirsizliğin getirdiği "ne yapacağız biz?" korkusu hem de "e gelsin artık" heyecanı bir arada. Normalde gününün dolmasına bugün itibariyle tam iki hafta var ancak biz başından beri gelişimi 2 hafta önden gittiği ve aşağı erken indiği için erken gelebilir fikrine kendimizi alıştırmış durumdayız. Bu nedenle biraz erken sabırsızlandık sanırım :) Bir de tabii, doğum izninin daha büyük bir kısmını Deniz'le geçirmek istemem de bir sebep. Ama biz ne dersek diyelim, oğluşumuz doğru zamanı biliyor ve kendi istediği zaman aramıza katılacak :))

Evdeki günlerimde olabildiğince gebeliğe yoğunlaşmak, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak, kalan kitapları okumak, evde yapılacak işlerle ilgilenmek gibi planlarım vardı. Pazartesi günü, ilk gün gazıyla her şeyi yapmaya çalıştım. Sahilde 1 saatlik uzun bir yürüyüş yaptım, oturup bir yerde salep içip keyif yaptım, gevşeme cd'sini dinleyip nefes egzersizleri yaptım, yemekler yaptım, ortalığı topladım, hypnobirthing müzikleri dinleyip uyukladım, kitap okudum :) Sonraki günler bu kadar aktif geçmedi tabii. Yine de nefes egzersizlerine ve yürüyüşe mutlaka zaman ayırmaya çalışıyorum. Aksi gibi bu hafta bel ağrılarım ciddi anlamda arttı. O yüzden esneme ve çömelme egzersizlerini çok fazla yapamıyorum. 

Hastane çantamda kalan tek eksik lohusa tacıydı. Bu hafta bir kaç tokacıya gider hallederim diye düşünüyordum ancak fiyatları görünce dudağım uçukladı. Muhtemelen ikinci bir kere kullanmayacağım basit bir fiyonklu taç 18 liraydı. Ben de pintilik yapıp evdeki ıvır zıvırlarla bu işi halletmeye karar verdim :) Biri mor ve kokoş, diğeri kırmızı ve klasik olmak üzere iki tane taç yaptım. Kırmızı olanın kuyruklarını tavsiye üzerine sonradan kestim. Lohusa taçları da girince bavulumuzda bir eksik kalmadı :)

Evdeki artık kumaşlardan yaptığım lohusa taçlarım
Salı günü, "İş görmez raporu" almak için Zeynep Kamil Hastenesi'ne gittim. Standart olarak NST çekmeden muayene etmiyorlar. Ben hafta içi zaten gidip kendi hastanemde çektirecektim ancak orada da çektirmek durumunda kaldım. 20 dakikanın son anlarında bir kaç kez kalp atışlarının görünmediğini ve sonra da 50'den başladığını gördüm ancak görevliler her hangi bir şey söylemediler. Scan edip doktoruma gönderince, büyük ihtimal anlık bir temassızlıktan kaynaklandığını ancak yine de doğum yapacağım hastaneye gidip tekrar çektirmemin iyi olacağını söyledi. Ben zaten doğumhane ekibiyle haşır neşir olabilmek için sık sık hastaneye gitmek istiyordum :) Ertesi akşam gittik. Doğumhane sanırım uygun değildi, kattaki odalardan birinde çektirdim NST'yi. Böylece kalacağımız odaları da deneyimlemiş olduk. NST'de bir kaç tane düzensiz ama şiddetli kasılma göründü ve bir sorun yoktu. İçimiz rahatladı.

Dün yine doktor kontrolümüz vardı. Karda yatmış gibi ciğerlerimi üşütüp, kötü şekilde öksürdüğüm için randevu büyük ölçüde, uygulayabileceğim doğal tarifleri konuşmakla geçti. Ultrasonda Deniz'in keyfi yerinde görünüyordu ve yine kıpır kıpırdı. Önümüzdeki Cuma tekrar görüşmek üzere sözleştik doktorumuzla. Tabii Deniz daha erken gelmeye karar vermezse :) Doktor 1 Ocak'tan itibaren bekleyebileceğimizi söyledi.

Evet ne yazık ki bu son haftalarda üşütmem hiç hoş olmadı. Ciğerlerim oldukça dolu ve ilaçsız atlatmak biraz zor oluyor. Şiddetli öksürmekten alt karın kaslarım baya ağrımaya başladı. Bütün doğal tarifleri arka arkaya uyguluyorum. (Siyah turp-bal, zencefil-limon-bal, demlenmiş karanfille gargara, limonlu ıhlamur ) Umarım doğum başlamadan öksürük geçer.

Bu arada, gece uykularım yine zorlu geçmeye başladı. Bir süre önce kurtulduğum kalp sıkışması, kaburga ağrısı ve reflü nedense geri geldi. Geceleri oturarak uyumaya çalışıyorum :( Bir süre daha bu şekilde idare edeceğiz artık.

3 gün sonra yılbaşı ve normalde ben bu zamanlarda, yılbaşı gecesini ve yaş günümü planlar olurdum. Ancak bu sene tek planımız Deniz :) Doğum günüm bile aklıma gelmiyor.

Bakalım önümüzdeki günler bize neler getirecek. Şimdiden mutlu yıllaaarrrr!!!

Herkese mutlu yıllarrrr!!!!


İLKE & DENİZ

23 Aralık 2013 Pazartesi

Gebelik Günlüğüm : 37. Hafta

Merhaba,

37. haftayı da geçtiğimiz Cumartesi itibariyle geride bıraktık. Artık gerçekten çok az kaldı ama ben idrakına varamıyorum :) Haftanın en güzel günü elbette son kez işe gittiğim Cuma günüydü :) Bütün işleri devredemeden Deniz gelirse diye o kadar takmışım ki kafaya, Cuma günü mutluluğum görülmeye değerdi. Sabah beni Çağrı ofise bıraktı, 3 gibi de karşıda işi bitince geldi beni aldı ofisten. Hemen o gün gezmek, dolaşmak, durumun tadını çıkarmak için önlenemez bir istek duymaya başladım. Hayatında en uzun evde kaldığı süre iş değiştirme arasındaki 3 hafta olan bünye, 7 ayı algılamakta biraz zorluk çekmedi değil :) Gerçi herkes bebek geldikten sonra yorgunluktan işi arar hale gelebileceğimi ısrarcı bir şekilde belirtse de, ben kendimi öyle olmayacağına dair telkin ediyorum. Zaten çalışmayı seven bir insan değilim. Çalışırken çok çalışmaya eğilimli olduğum gerçek ama hiç çalışmasam daha mutlu olurum gibi gelmiyor değil.

Hafta sonu doktor, alışveriş, bir nikah ve bir düğün derken oldukça dolu ve hızlı geçti. Doktor kontrolünde her şey yolundaydı. Deniz yaklaşık 3400 gram olmuş, suyu iyi, gayet hareketli ve keyfi yerinde. Doktorla doğum belirtilerinin üzerinden geçip, ne zaman onu aramam gerektiği konusunda konuştuk. Gece başlarsa uyanık kalmaya çalışıp boşa enerji harcamamamı, yatıp uyumaya çalışmamı; gündüz olursa da hemen telaşlanmayıp bir şeylerle oyalanmamı, yemek yapmamı ya da çıkıp dolaşmamı söyledi. Bakalım neler gelecek başımıza? Gerçekten çok meraktayım :)

Bu hafta sonu bir nikaha ve bir düğüne katıldık. Düğün İzmit'teydi ve bu muhtemelen son kez şehir dışına çıkışım oldu. Derya'cığımın düğününe katılmayı aylardır çok arzu ediyordum ve o zamana kadar çok ağırlaşmamış olmayı diliyordum. Neyse ki bel ağrımı saymazsak rahat bir şekilde düğüne gittik geldik.



Yuva yapma hormonu sanırım tavan yaptı. Bir haftadan fazladır şaşılacak kadar enerjik ve hareketliyim. Sürekli evin içinde bir şeylerle uğraşma isteği duyuyorum. Normalde hiç hoşlaşmadığım halde, habire ocak, tezgah falan silip duruyorum, ortalığı topluyorum :) Dışarda yürürken de enerjim eskisine göre oldukça iyi. Daha uzun süre yürüyebiliyorum. Doktorun da tavsiyesiyle ve artık çalışmamamın şerefine, her gün 1 saat yürüyüş yapmayı planlıyorum.

Önümüzdeki hafta evde geçirdiğim ilk haftanın deneyimleriyle burada olacağım. Tabii Deniz daha önce gelmezse :)

Sevgiler

İlke & Deniz

16 Aralık 2013 Pazartesi

Gebelik Günlüğüm : 36. Hafta

36+1 günlük gebe
Merhaba,

Artık son dönemece girdik. Beklenen doğum tarihine göre dört haftamız kaldı. Ama sanki bana hep daha erken gelecekmiş gibi geliyor. Deniz'in gelişimi zaten 2 hafta önden gidiyor başından beri. Erkenden aşağıya inmiş olması da 40 haftayı doldurmayacakmış hissimi kuvvetlendiriyor. Açıkçası işlerimi devredip doğum iznine çıkmaktan başka bir düşüncem yok. Sonrasında kendisi için en iyi zaman neyse o zaman gelsin  Deniz Bey. Hayırlısıyla 4 iş günüm kaldı. Doğurmadan atlatırsam çok mutlu olacağım :) Sonra belki Deniz gelmeden biraz  dinlenip kafa dinlemeye ve doğuma odaklanmaya vaktim olur. Kısmet :)

Geçtiğimiz Çarşamba gününden itibaren, benim yerime 7 ay çalışacak kişi iş başı yapacağı için ofise gitmem gerekiyordu. Aksi gibi deli gibi tipi fırtınası olan günü seçmişim ofise gitmek için. Sırtımda bilgisayar çantasıyla, o korkunç havada kayma düşme tehlikesiyle ve kafamı fırtına nedeniyle yerden kaldıramaz durumda ofise ulaştım ama risk aldığım için kendime de kızdım. O gün bir sürü kişi hava durumundan dolayı ofise gelemedi ama ben 9 aylık gebe halimle o yolu teptim :( Sonraki günler ofise gelemeyeceğimi söyleyip, işleri devredeceğim kişinin bizim eve gelmesini istediğimi söyledim. Neyse ki sorun olmadı ve sonraki günler eğitim için o Üsküdar'a geldi de sorunu çözdük.

Bir süredir neredeyse yok olan Braxton Hicks kasılmaları yine kendini göstermeye başladı. Tabii bu seferkiler normal. Genel olarak çok rahatsız etmiyorlar. Ancak geceleri sağdan sola dönmek yine büyük işkence. Yine de Deniz aşağı erken indiği için kurtulduğum reflü ve kaburga sıkışması sayesinde geceleri biraz zorlu da olsa uyku uyuyabilir oldum. Yalnız gece bir kaç kez üstüne yattığım taraf ciddi anlamda tutulmuş halde uyanıyorum. Buna da şükür :)

Cumartesi günü doktor kontrolümüz vardı. Bundan sonraki ziyaretlerimiz haftada bir olacak. O gün de şansımıza tüm şehirde elektrik kesintisi vardı ve bekleme odasında beklerken dahi elektrik daha gelmemişti. Her kontrolde USG yapılması gereksiz bir şey biliyorum ama son haftalar olduğu için yine de girmek istiyordum. Neyse ki tam doktorla sohbet aşamasında elektrikler geldi ve Deniz'i görüp keyfinin gayet iyi olduğunu, kilosunun yaklaşık 3200 grama yaklaştığını ve doğum pozisyonunda beklediğini duyduk.
Ayrıca, doktorumuzla doğal doğum pozisyonlarını konuşup, evde alıştırma olması açısından esneme hareketleri yapmam konusunda sözleştik.

Bir süredir planladığım ancak geç saatlere kadar çalışmaktan dolayı fırsat bulamadığım, bebek eşyalarının yıkanıp ütülenmesi işi de bu hafta halloldu. Gerçi şimdiye kadar 4 makine yıkanmış olmasına rağmen hala daha belki 2 makine dolduracak eşyanın kalması beni dehşete düşürmedi değil :) Minicik bir insanın nasıl bu kadar eşyası olabiliyor hayretler içindeyim. Eşyaların yıkanmasının yanında kurumaları da bir dert. Her bir makine neredeyse 2 buçuk 3 günde kurudu evin içinde. Bayağıdır erteliyoruz ama bir an önce kurutma makinesi almak artık şart oldu. Cumartesi günü de sağ olsun annem bütün giysileri ütüleyip çekmecelere yerleştirdi. Sonradan yıkanan nevresimlerin de bir ara ütülenmesi gerekecek.

Hastane çantası hazırlama işi de çoktandır aklımı meşgul ediyordu. Bu hafta sonu neyse ki onu da büyük oranda hallettim. Deniz'in ve benim eşyalarımız bir orta boy valize sığar diyordum ancak sadece benim eşyalarım valizi doldurdu ve Deniz'e ayrı bir çanta yapmam gerekti. Çağrı da kendisine ayrı bir sırt çantası yapacak. Halihazırda kullanılan şeyler ve atıştırmalıklar son anda valize girecek. Deniz için koyacağım kıyafetlerin bedenlerinde de kararsız kaldım. Bu yüzden hem erken doğan hem yeni doğan hem de 0-3 ay giysiler koydum çantaya. Bakalım hangi beden uyacak oğluşa :)

Hastane çantası listemiz şu şekilde:

İLKE
2 gecelik
Sabahlık
4 çorap-1 patik
Terlik
Bol iç çamaşırı
2 emzirme atleti
1 büyük-1 küçük havlu
2 yastık kılıfı
1 paket hijyenik ped
1 paket göğüs pedi
Zeytinyağı ve masaj yağı (lavanta)
Tarak-toka-lohusa saç bandı:) vs
Diş fırçası-macun-şampuan-sabun
Pilates topu
Eve dönüş giysileri
Sıcak su torbası
Sigorta kartı
Islak mendil

DENİZ
1 adet erken doğan tulum
2 adet yeni doğan tulum
1 adet 0-3 ay tulum
2 adet yeni doğan body
1 adet 0-3 ay body
yelek
çorap-patik-şapka
2 battaniye
1 paket bebek bezi
Zeytinyağı ve masaj yağı (kayısı çekirdeği)
Sling
Oto koltuğu (çantada değil tabii ki)
Eve dönüş için kalın tulum
Islak mendil

ORTAK
Bebek şekeri
Şarj aletleri
Atıştırmalık
Ajanda-kalem
MP3 çalar
Fotoğraf makinesi ve şarjı
Kupa
Doğum planımızın bir kaç çıktısı

Ve Çağrı'nın kendi eşyaları.

İlk kez, yılbaşı bu kadar yakınken hiç gündemimizi meşgul etmiyor. Deniz'in gelişine o kadar odaklanmışız ki, daha yeni yılda ne yaparız diye bile konuşmadık Çağrı'yla. Bakalım yeni yıla Deniz'le mi gireceğiz? :))

Şimdilik bizden bu kadar.

Sevgiler

İLKE & DENİZ

8 Aralık 2013 Pazar

Gebelik Günlüğüm : 34 ve 35. Haftalar

Merhaba,

Son iki hafta çok yoğun ve dolu geçti. Bir türlü yazmaya zaman bulamadım.  Yine yoğun geçen bir hafta sonunun ardından daha fazla geciktirmeden bir şeyler yazayım diye bilgisayarın başına geçtim.
Önceki hafta, ofise yeni stajyer geldiği ve ona eğitim vermem gerektiği için tüm hafta işe gitmek zorunda kaldım. Benim için gerçekten zorlayıcı oldu. Aradaki günlerde bilgisayarı ofiste bırakmış olsam da, sadece gidip gelmek bile ciddi anlamda yorucu oluyor. Ofiste de işler deli gibi yoğun. Zaman daraldıkça işler yetişmeyecek diye baya stres olmaya başladım. Hafta sonu bebek partisi olacağı için Cuma gününe izin almıştım. O günü de parti için kalan eksikleri tamamlamak ve ne zamandır ihmal ettiğim Nöroloji randevumu aradan çıkarmak için kullandım.

Yaklaşık bir buçuk senedir, kan sulandırıcı kullanıyorum ve gittiğim tüm doktorlar, son bir ay hapı bırakıp iğneye geçmem gerektiği konusunda hemfikirdi. İğne konusunu danışmak için de Nöroloji'ye gitmem gerekiyordu. Neyse ki doppler çekimi sonrası, doktor kan akımının, hala normalden düşük olmasına rağmen, geçen seneye göre artmış olduğunu, bu değerlerle iğne kullanmanın şart olmadığını, hapı bıraksam da şikayetlerin hemen başlamayacağını, bir süre idare edebileceğimi söyledi. İğne yapmayacak olmak işime de geldi açıkçası.

Ertesi gün rutin doktor kontrolümüz vardı. Deniz'in keyfi yerindeydi ve yaklaşık 2900 grama ulaşmıştı. Doktor bize perine masajı yapmayı gösterdi ve bundan sonra her gün yapmamızı tavsiye etti. Bu arada, bir süredir çevremden (özellikle büyükler) karnımın aşağıya indiğine dair yorumlar duyuyordum. Çok düşünmemeye çalışsam da, yemek yeme kapasitemdeki ciddi artış, geceleri kalp ve kaburga sıkışmasının neredeyse kaybolması ve reflü şikayetimin oldukça azalması beni de şüphelendirmiyor değildi. Gerçi yemek yiyebilmeyi baya özlemişim ama iştahımın bu kadar artması hayra alamet değildi. Randevuda doktor da bunu doğruladı. Deniz'in kafası aşağıdaydı ve doktor, çok Ocak ortasını bekleyeceğini düşünmüyordu. Ne diyelim, hayırlısı!

Cumartesi günü, parti alışverişi ve ufak tefek hazırlıklarla geçti. Deniz'in odasını hemen hemen son haline getirdik. Süslemeleri yaptık. Abur cubur konusunu arkadaşlarıma devrettiğim için neyse ki yemek hazırlıklarıyla uğraşmak zorunda kalmadım. Sadece Pazar sabahı mini sandviçleri kendim yaptım.

Parti çok güzel geçti :) Sağolsunlar rica ettiğim arkadaşlar birbirinden lezzetli atıştırmalıklarla geldiler. Moralimi bozan tek şey, çok özendiğim pastanın, muhtemelen ustanın yeterince dondurmamış olması nedeniyle resmi bozulmuş olarak gelmesiydi. Bütün konsepti aynı resimden oluşturmuş ve süslemeler, bardaklar, tabaklar, davetiye ve şekerlerle aynı figürle pasta siparişi vermiştim ancak gelen pastanın üzerinde ne olduğu bile belli olmuyordu :) Neyse ki lezzeti yerindeydi. Bir kaç kişi dışında, davet ettiğim bütün arkadaşlarım buraydı. Elçin'in hazırladığı oyunlarla ve benim yaptığım resim çerçevesiyle çekildiğimiz fotoğraflarla çok keyifli bir gün geçirdik. Partiden bir kaç foto aşağıda.




oyun masası ve misafirlerim imzalaması için body


anane ve babane ile :)

oyun sorumlumuz işini ciddiyetle yaptı :)

hediyeler açılsınnn

herkes varken toplu foto çekmeyi unuttuk, kalanlarla çekebildik

iki oyunun kazananı Çisil, hediyeleriyle

Çekirdek ailemiz:)

35. haftanın tümünü evde gece gündüz çalışarak geçirdim. Yerime gelip işleri devralacak kişi hala işe başlamadığı için oldukça gerginim. Kendimi sakin tutmaya çalışsam da "işler nasıl yetişecek?" korkusu peşimi bırakmıyor. Deniz'in 20 Aralık'tan önce gelmemesi için dua edip duruyorum:)
Tabii bütün hafta evden çıkmadan, çok uzun saatler çalışmak sinirlerime hiç iyi gelmedi. Bu sefer de çok strese giriyorum diye vicdan azabı duymaya başladım yavruya karşı :) Bir an önce kalan günleri geçirip, işlerimi devredip izne çıkmak ve kendimi rahatlatmak, gevşeyip doğuma konsantre olmak istiyorum.

Oldukça kötü geçen haftaya inat, hafta sonumuz şaşılacak kadar hareketliydi. Radyodan kazandığım biletlerle Cuma akşamı Cemal Reşit Rey'de Modigliani Quartet'i izledik. Çok güzeldi!
Cumartesi günü Çağrı'nın yaş günüydü. Sabah dışarda güzel bir kahvaltı, akşam da şık bir akşam yemeği yedik. Bu arada doktorun tavsiyesiyle, öğleden sonra doğum için düşündüğümüz hastaneye gidip, NST çektirdik. Bu arada doğumhaneyi ve odalardan birini de gördük. Küçük bir hastane ama biz bundan rahatsız olmadık. Doğum servisindeki personelin ilgisi de güzeldi. Zaten doktorumun tarzına alışkın oldukları için bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Bundan sonra sık sık gidip NST çektireceğiz doğuma kadar.

Azalan diğer şikayetlerin yanında, bel ağrım ciddi anlamda arttı. Artık her pozisyonda rahatsızım. Cumartesi ağrım yine tavan yaptı ve o kadar koşturmanın arasında bir de gidip ağrı kesici serum taktırdım. Umarım kesintisiz ofise gitmeye başlayacağım Çarşamba gününe kadar biraz daha iyi olurum.

Haftaya görüşmek üzere. Sevgiler...

İLKE&DENİZ

Sayfalar