38 + 0 haftalık göbek |
39. haftaya girerken herkese merhaba!
Kah bir şeylerle uğraşarak, kah boş boş oturarak geçen ama huzur dolu bir hafta oldu bu hafta. Gerçekten boş kalmaya, kafa dinlemeye oldukça ihtiyacım varmış. Özellikle "işler yetişecek mi" stresiyle geçen son haftalardan sonra...
Üstte görüldüğü gibi artık göbeğim aldı başını gidiyor ve ben toplamda yaklaşık 8 kilo almış durumdayım. Başlarken hedefim de 8-9 kilo almaktı belim nedeniyle. Özel bir şey yapmadan hedefi tutturmuş oldum :)
Kısa süre öncesine kadar "gelmesin daha, dursun yerinde" modundayken, şimdilerde sabırsızlık baş göstermeye başladı. Hem belirsizliğin getirdiği "ne yapacağız biz?" korkusu hem de "e gelsin artık" heyecanı bir arada. Normalde gününün dolmasına bugün itibariyle tam iki hafta var ancak biz başından beri gelişimi 2 hafta önden gittiği ve aşağı erken indiği için erken gelebilir fikrine kendimizi alıştırmış durumdayız. Bu nedenle biraz erken sabırsızlandık sanırım :) Bir de tabii, doğum izninin daha büyük bir kısmını Deniz'le geçirmek istemem de bir sebep. Ama biz ne dersek diyelim, oğluşumuz doğru zamanı biliyor ve kendi istediği zaman aramıza katılacak :))
Evdeki günlerimde olabildiğince gebeliğe yoğunlaşmak, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak, kalan kitapları okumak, evde yapılacak işlerle ilgilenmek gibi planlarım vardı. Pazartesi günü, ilk gün gazıyla her şeyi yapmaya çalıştım. Sahilde 1 saatlik uzun bir yürüyüş yaptım, oturup bir yerde salep içip keyif yaptım, gevşeme cd'sini dinleyip nefes egzersizleri yaptım, yemekler yaptım, ortalığı topladım, hypnobirthing müzikleri dinleyip uyukladım, kitap okudum :) Sonraki günler bu kadar aktif geçmedi tabii. Yine de nefes egzersizlerine ve yürüyüşe mutlaka zaman ayırmaya çalışıyorum. Aksi gibi bu hafta bel ağrılarım ciddi anlamda arttı. O yüzden esneme ve çömelme egzersizlerini çok fazla yapamıyorum.
Hastane çantamda kalan tek eksik lohusa tacıydı. Bu hafta bir kaç tokacıya gider hallederim diye düşünüyordum ancak fiyatları görünce dudağım uçukladı. Muhtemelen ikinci bir kere kullanmayacağım basit bir fiyonklu taç 18 liraydı. Ben de pintilik yapıp evdeki ıvır zıvırlarla bu işi halletmeye karar verdim :) Biri mor ve kokoş, diğeri kırmızı ve klasik olmak üzere iki tane taç yaptım. Kırmızı olanın kuyruklarını tavsiye üzerine sonradan kestim. Lohusa taçları da girince bavulumuzda bir eksik kalmadı :)
Evdeki artık kumaşlardan yaptığım lohusa taçlarım |
Dün yine doktor kontrolümüz vardı. Karda yatmış gibi ciğerlerimi üşütüp, kötü şekilde öksürdüğüm için randevu büyük ölçüde, uygulayabileceğim doğal tarifleri konuşmakla geçti. Ultrasonda Deniz'in keyfi yerinde görünüyordu ve yine kıpır kıpırdı. Önümüzdeki Cuma tekrar görüşmek üzere sözleştik doktorumuzla. Tabii Deniz daha erken gelmeye karar vermezse :) Doktor 1 Ocak'tan itibaren bekleyebileceğimizi söyledi.
Evet ne yazık ki bu son haftalarda üşütmem hiç hoş olmadı. Ciğerlerim oldukça dolu ve ilaçsız atlatmak biraz zor oluyor. Şiddetli öksürmekten alt karın kaslarım baya ağrımaya başladı. Bütün doğal tarifleri arka arkaya uyguluyorum. (Siyah turp-bal, zencefil-limon-bal, demlenmiş karanfille gargara, limonlu ıhlamur ) Umarım doğum başlamadan öksürük geçer.
Bu arada, gece uykularım yine zorlu geçmeye başladı. Bir süre önce kurtulduğum kalp sıkışması, kaburga ağrısı ve reflü nedense geri geldi. Geceleri oturarak uyumaya çalışıyorum :( Bir süre daha bu şekilde idare edeceğiz artık.
3 gün sonra yılbaşı ve normalde ben bu zamanlarda, yılbaşı gecesini ve yaş günümü planlar olurdum. Ancak bu sene tek planımız Deniz :) Doğum günüm bile aklıma gelmiyor.
Bakalım önümüzdeki günler bize neler getirecek. Şimdiden mutlu yıllaaarrrr!!!
Herkese mutlu yıllarrrr!!!! |
İLKE & DENİZ