21 Nisan 2014 Pazartesi

Deniz 15 Haftalık

Merhaba

Geçtiğimiz Cumartesi günü, Deniz 15. haftasını doldurdu. Artık o üç buçuk aylık bir küçük insan :)
Her geçen gün etrafla daha ilgili, daha meraklı ve daha sosyal...

Günler hızla geçiyor. Şimdiden işe nasıl döneceğimin derdine düştüm. Ne kadar yorucu ve yıpratıcı olsa da, onunla 24 saati birlikte geçirdiğim, her yeni hareketini ilk benim gördüğüm bu kadar aydan sonra, onu günde bir kaç saat uyanık görecek olmak çok büyük haksızlık gibi geliyor. Çok düşünmemeye çalışıp, bugünlerin tadını çıkarmak istesem de elimde değil, işe gitmek istemiyorum :)

Deniz hızla büyümeye ve giysileri hızla küçülmeye devam ediyor :) Hemen hemen her gün verilecek giysiler torbasına bir şeyler ekliyorum. Çoğu şeyi yalnızca bir kaç kez giyebiliyor küçülmeden önce. İşte tam da bu yüzden ona çok fazla eşya almak istemiyordum ancak gelen hediyeler nedeniyle bir giydiğini bir daha giymez oldu oğlum :) Eldeki stok bitince, sadeleştirme konusuna kararlı bir şekilde eğilmeyi düşünüyorum :)

Deniz bir süredir sürekli gülümsüyor ve konuşuyor :) Son zamanlarda gülümsemeleri sessiz kahkahalara döndü. Sanırım bir süre sonra kıkırdamaya da başlayacak. Özellikle sabah saatlerinde bitmek bilmeyen "auvvv auvvv uu ooo" seanslarımız var. Ciddi ciddi bizimle konuşup bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibi. Baby Center, bu konuşmalar sayesinde kendini ifade ettiğini ve daha az ağlayacağını yazıyor. Gerçekten de gün içindeki ağlamaları ciddi anlamda azaldı. Yalnızca uykudan uyanırken zaman zaman ağlar oldu. Ancak bu sefer de geceleri emmek için uyandığında hiç ağlamazken, her seferinde ağlar oldu. Emebilecek hale getirene kadar saç kurutma makinesiyle sakinleştirmemiz gerekiyor.

Ellerinin artık tamamen farkında olmasına ve kısmen kullanabilmesine rağmen, henüz hareketlerine hakim olamadığı için uyurken kollarını sarmaya devam ediyoruz. Buna rağmen, uyandığı zaman kollarını dışarı çıkarmanın bir yolunu buluyor :) Harvey Karp'a göre 4 ay bittikten sonra muhtemelen bu ihtiyaç azalacak.

İşimi kolaylaştıran şeylerden biri artık kucağımda yarı oturur pozisyonda durabiliyor olması. Çevreyle de çok ilgili olduğu için, yeni yeni, kısa süreli de olsa bir yerlerde oturup bir şey içebilir oldum. Çevrede gördüğüm, aileleri yer içerken bebek arabasında uyuyan ya da oturan bebelerle karşılaştırmıyorum tabii ki :)

Kanguru sayesinde tam bir kucak bebesi olan oğlumuzun bebek arabasıyla arası pek hoş değil. Kısa süreli dursa bile, memnuniyetsiz ifadesini takınmayı ihmal etmiyor :) Gel gör ki, son bir senedir muzdarip olduğum ve neredeyse 9 ay ofise gidememeye neden olan fıtık ve siyatik ağrılarım geri döndü. 7 kiloya ulaşan Deniz Bey'i sürekli kanguruda taşımak artık baya zorluyor.

Deniz'in araba yolculuklarıyla da ilişkisi de aynı şekilde. Arabaya biner binmez sızan bebeklerin aksine, bizimki etrafa bakınıp bakınıp en sonunda ağlamaya karar veriyor. Özellikle İzmit'ten dönüşlerde bize oldukça zorlu dakikalar yaşatıyor. Ne çeşit bir bebemiz olacağını bilmediğimiz aylarda planladığımız, arabayla Adrasan'a gitme, dönerken de Fethiye ve İzmir'e uğrama planımız da bu nedenle iptal oldu. On saatlik yolda çocuğa ve kendimize işkence etmeyelim diyerek, Bodrum'a uçak ve otel ayarladık. Tatili hem iple çekiyorum hem de tatilin gelmesi yazın gelmesi, dolayısı ile işe dönüşün yaklaşması demek olduğundan zaman yavaş geçsin istiyorum. Bir garip ruh hali içindeyim :)

Geceleri hala 1.5-2 saatte bir uyanıp emmeye devam ediyor. Yazılanların çoğuna çok aldırış etmemeyi öğrensem de (artık bebeğimin 6-8 saat deliksiz uyuyabileceğini iddia eden kitaplar var) gecede 4-5 kereden daha az emebileceğini düşünmüyor değilim:) Uyanmalarının çoğu alışkanlıktan sanırım. Ama henüz ona bu konuda bir şeyler öğretmek için erken olduğunu düşünüyorum. Uyku eğitimlerine, hamileyken olduğu gibi tamamen karşı değilim. Hatta Tracy Hogg'u okuyup fikir almak istiyorum. Ancak gece beslenmesinin kesilmiş olması ve bebeğin ayrı odada yatıyor olması gibi gereklilikler nedeniyle bize çok uygunmuş gibi gelmiyor henüz. Bu konuda -bizim ölçümüze göre- iyi haber, Deniz'in artık bizim yatağa bitişik olan kendi yatağında yatıyor olması.

Bu arada BLW (bebeğin kendi kendine beslenmesi) yöntemiyle ilgili duyduklarım çok ilgimi çekmişti. Kitabı bitirmek üzereyim ve uygulamaya başlamak için sabırsızlanıyorum. Zamanı gelince detaylı yazarım.

Şimdilik bizden bu kadar...

Sevgiler...

İLKE & DENİZ






6 Nisan 2014 Pazar

Deniz 13 Haftalık

Merhaba

Ne yazık ki çok istesem de her hafta yazmak mümkün olmuyor. Gebelikte yaptığım gibi, hafta hafta gelişmeleri yazabilmeyi çok istemiştim oysa ki.

Günler birbiri ardına geçip gidiyor. Hem yavaş hem çok hızlı. Doğum iznine çıkalı üç buçuk ay olmuş bile ve bir bu kadar zaman sonra işe döneceğim. Düşününce tadım kaçıyor. En iyisi şimdilik akla getirmemek.

Günlerimiz bir düzen kurmaya çalışmakla geçiyor. Tabii genellikle kalıcı olamayan ayarlamalar yapılabiliyor. Çünkü Deniz hızla büyüyor, etrafa ilgisi ve ihtiyaçları değişiyor. Bu nedenle bir hafta önce doğru gelen şey birden zaman aşımına uğramış oluyor. Sanırım artık hayat bizim için bu şekilde devam edecek:) Diş Hekimimizin bize dediği gibi  "Önünüzdeki 50 yıl böyle" :)

Deniz Cuma günü 3. ayını doldurdu. Böylece şu meşhur 4. 3 aylık dönemi de atlatmış olduk. Gerçekten de Deniz'in çevreye olan ilgisinde, davranışlarında ciddi değişiklikler oldu son iki haftada. Saatlerce memede kalıp başka bir şeyle pek ilgilenmiyorken, şimdi (yine diğer bebeklerin bin katı emmesine rağmen) memede daha az zaman geçiriyor ve sürekli etrafı, insanları inceliyor. Kangruyla çıktığımızda eve dönene kadar hiç uyanmazdı, artık gözler fıldır fıldır etrafı seyrediyor :) Hala çevremde gördüğüm diğer bebeklere göre oyalaması zor bir bebek Deniz ama son zamanlarda ilgisini çekmek biraz daha kolay gibi. Gerçi annelikten öğrendiğim en önemli bilgi, hiç bir şeyi genellememek oldu üç aydır. Ne zaman "uykularımız şöyle", "emmemiz böyle" desem bir iki gün içinde dramatik değişiklikle karşılaşıyoruz.

Bir süredir üzerine sarkan oyuncaklara dokunmaya, vurmaya başlamıştı. Bir haftadır artık onları eline alıp, çekebiliyor. Yavaş yavaş eline aldığı şeyleri ağzına götürmeye de başladı. Bu arada en büyük zevki sağ yumruğunu havaya kaldırıp incelemek ve ağzına sokmaya çalışmak :)

Şimdilik benden bu kadar. Önümüzde nasıl bir gecenin uzandığı muamma. Yatıp dinlenmek lazım:)

Sevgiler...

87 günlük - oyuncaklarımı tutabiliyorum

88 günlük

81 günlük

56 günlük

58 günlük

64 günlük

Sayfalar