1 Kasım 2014 Cumartesi

Tüketim çılgınlığı ve oyuncak meselesi

Her konuda muhalefet olmak biraz yorucu, evet! Kendimi sürekli birilerine açıklama yaparken buluyorum ve açıkçası bazen çok da uzun uzun anlatıp tartışmaya derman bulamıyorum. Bu konuların başında doğal doğum ve emzirme geliyor tabii ki:) Okuduğum ve mantıklı bulduğum şeylerin başkalarının da işine yarayabilmesi beni çok mutlu ediyor ama ne yazık ki annelik gibi hassas bir konuda insanlara fikir verebilmek çok kolay değil. Gayet iyi niyetle yaptığınız bir tavsiye bile başı hormonlu anne kişisini kırabiliyor. Öte yandan herkesin ebeveynliği kendine tabii. Herkes çocuğunu istediği gibi yetiştirmekte özgür.

Konudan çok fazla uzaklaşmadan sadede geleyim. Daha önce de anlatmış olduğum gibi, ben daha bebek planları yaparken bebek bakımı ve gelişimi kitaplarını, anne bloglarını, makaleleri yalayıp yuttum. Bu sayede önceleri hiç bir fikrim olmayan tonla şeyden haberdar oldum. (ki yeni annelerin çok bilmiş yorumlara ne kadar maruz kaldığını ve çaresiz kalıp yanlış yöntemlere başvurduğunı gördükçe, iyi ki de böyle yapmışım diyorum) Bunlardan bana göre en önemlilerinden biri de "sadelik" meselesi. Gebeliğimde arka arkaya okuduğum "Göğü Delen Adam" ve "Daha Sade Bir Hayat" ve de sonrasında karşılaştığım sayısız makale, beni "çok eşya" konusunu düşünmeye itti. Olayın psikolojik analizlerine girmeden bile biliyordum ki çok eşya hantallıktı, yorgunluktu, tatminsizlikti. Deniz'in elindekilerle mutlu olamayan, hep daha fazlasını isteyen bir çocuk olmasını hiç istemiyordum. (umarım olmaz) Daha Deniz'e alışveriş yapılırken çevremdekilerle savaşmaya başladım çok giysi, çok eşya istememe kararımızla ilgili. İlk torun hevesiyle ailelerimiz hep bir şeyler almak istiyor ama benim cinsliğimi bildikleri için de çok karışamıyorlardı:) Tabii ki doğum sonrası gelen hediyeler konusunda bir şey yapamadım ve bir ara ciddi anlamda ihtiyaç fazlası eşya oldu elimizde. Ama en azından ilk üç ay eşyalarının çoğunu arkadaşımın bebeğinin küçülenleri oluşturdu. Deniz büyüdükçe hediye giysi stoğu kullanıldı ve azaldı ve ben bu sefer Deniz'in küçülenlerini çevremle paylaşmaya başladım. Bebekler özellikle ilk altı ay o kadar hızlı büyüyorlar ki, her hangi bir eşyanın eskimesi söz konusu bile değil. Ek gıda olmadığından leke sorunu da olmuyor. Kaliteli bir giysi çok rahat bir kaç bebek büyütebilir.
Ama bebek büyüdükçe herkes ona oyuncak almak istiyor.İlk zamanlar elimizde oyuncak olmadığından gelen hediyeler çok işimize yaradı ve ayda bir ortadakileri sakladıklarımızla değiştirerek keyifli zaman geçirdik. Ancak ben "artık daha fazla oyuncak olmasın" dedikçe sayı artmaya başladı. Hem de prensip olarak tercih etmediğim çok uyarıcı oyuncaklardan da birikti. Artık yakın çevremden birileri bize gelecekse çok açık bir şekilde "lütfen Deniz'e hediye getirmeyin" diyebiliyorum. Tabii ki bir bebeği mutlu etmek isteyen iyi niyetli insanlarla bu konuyu enine boyuna tartışamıyorum. Kaldı ki bu konular ilgi alanıma girmeden önce ben de aynı oyuncakları başkalarına almış olabilirim. Ancak yaş gününe iki ay kala bende alarmlar çalmaya başladı ve hediye konusuna ciddi bir çözüm getirmek için mantıklı çözümler düşünüyorum. Bu başka bir yazının konusu olsun ve ben asıl konuya geri döneyim.

Altı aydan sonra algıları deli gibi açılmış olan, her şeyi ağzına tıkmak, ısırmak, kurcalamak, keşfetmek isteyen bebek için görüş alanına giren her şey oyuncak. Bu aylarda ne deliklerden üçgenler sokmaya ne de ışıklı düğmelerine basılınca "elma" diyen, şarkı söyleyen pilli oyuncaklara ihtiyacı var. Plastik bir tabak, bir elbise askısı, salata kurutma aleti, DVD ler, saklama kapları vs. Bunlar Deniz'in bütün gün oynadığı şeyler. Rossman'dan 7 liraya aldığım renkli kaplar ve bir iki farklı oyuncak bize yetiyor ve artıyor bile. Zaten şu anda bunları daha çok ısırmak için kullanıyor. Kitap konusunu da askıya almak durumunda kaldım yeme olayından dolayı. Bütün karton kitaplar ileriki ayları bekliyor.

TV izletmeme, şeker yedirmeme konularında olduğu gibi bu konuda da insanlar ısrarla "sen istediğin kadar alma, büyüyünce isteyecek" dese de ben sade yaşamaya alışması için elimden geleni yapmaya ve onu hiç bir yaratıcılık gerektirmeyen "hazır oyuncaklar" yerine serbest oyun oynamaya yönlendirmeye kararlıyım.

Salata kurutma aleti, renkli kaplar, DVD'ler, koli ve çarşaftan yapılmış çadır, Tchibo dondurma yapma silikonları ve Lego benzeri bir oyuncak Deniz'e yetiyor.




2 yorum:

Sayfalar