10 Haziran 2014 Salı

Tatil Dönüşü

Merhaba

Yine uzun bir ara vermişim istemeden. Gündüz uyuduğu 30-40 dakikalık süreçlerde ne yapacağımı şaşırdığım ve hatta öyle oturup telefona bakarken uyanıverdiği için yazmak mümkün olmuyor. Akşamları da bir şeylerle uğraşırken bir bakıyorum yatma zamanım gelmiş.

Cuma akşamı Bodrum tatilimizden döndük. Beklentilerimizi oldukça düşürmüş olduğumuz için ilk bebekli tatilimiz bize şok yaşatmadı. Kendimizi daha kötüsüne hazırlamışız sanırım. Havaların çok iyi olmayacağını hava tahminlerinden öğrenmiştik. Neyse ki sürekli yağış durumu olmadı. Genelde bulutlu ve bol rüzgarlı bir şekilde geçti tüm hafta. Havanın tam deniz havası olmamasından mı desem, Deniz'in plajda çok sıkılmasından mı, pek deniz moduna giremedik ikimiz de. Çağrı yine iyi kötü yüzdü sayılır. Ben toplamda iki kere beşer dakika girdim suya sadece. Suyun sıcaklığı çok iyi olmasına rağmen, plajda otururken bile rüzgar oldukça üşütüyordu. Bir de Çağrı açıkların yosunlu ve bulanık olduğunu müjdeleyince, pek de yüzme hevesim kalmadı.

Gidiş yolunda Deniz sorun çıkarmadı. Sabah sekiz uçağına binmek için evden çok erken çıktığımızdan dolayı, zaten oldukça yorgundu. Yolun büyük kısmında uyudu ve uyandığında da sakince durdu. Havaalanı-otel yolculuğu için transfer ayarlamıştım. Taksi ücretinin neredeyse yarısına, hem de Deniz'i bebek koltuğuna oturtarak rahat bir yolculuk yaptık. Tek sorun benim Deniz için ana kucağı istediğimizi belirtmeyi unutmam ve bir büyük boy bebek koltuğu gelmesiydi. Gerçi Deniz pek umursamadı ve yorgunluktan aşağıdaki gibi sızdı :)



İlk gün yerleşmekle, etrafı keşfetmekle ve Deniz'i uyutmaya çalışmakla geçti. Odaya erkenden kapanmamız gerekeceğini zaten biliyorduk. Neyse ki evde sızlanmaya başladığından daha geç bir saatte kadar oyalayabildik ve odaya sekiz buçuğa doğru döndük.
Rezervasyonumuz ilk dört gece için oda kahvaltı, son iki gece için de tam pansiyondu. Daha çok dışarıda gezip, yiyip içmeyi sevdiğimiz için yemek içeren konaklama şekillerini Çağrı da ben de sevmeyiz. Akşamları otelden çok uzaklaşmadan çevredeki restoranlarda yemeğimizi yiyip otele döndük. Gündüzleri Bitez'de yapacak bir şey olmadığından ve Deniz'i güneşte tutamayacağımızdan, genelde Bodrum'a indik.
Sanırım tatilin en güzel getirisi, Deniz'in pusette uyumaya iyi kötü alışması oldu. Tabii yine pusette saatlerce uyuyan diğer bebeklerle kendimizi karşılaştırmıyoruz :)



Beşinci günümüzde araba kiralayıp, civardaki en sakin en temiz koy olduğunu duyduğumuz Karaincir'e gitmek için yola çıktık. Vardığımız yerin hedefimizdeki yer olduğuna inanmak için bir kaç kişiye sormamız gerekti :) Normalde bir akvaryum gibi berrak ve sakin olduğu söylenen denizde adam boyu dalgalar vardı ve tesisler terkedilmiş gibiydi :)
Karaincir

Çaresiz rotayı değiştirip rüzgarsız bir yer aramaya başladık. Önce Gümüşlük'e gidip bir şeyler atıştırdık ve dolaştık. Sonra çay bahçesinde oturan bir teyzenin tavsiyesiyle Koyunbaba Koyu'na gitmeye karar verdik. Gerçekten de teyzenin önerisini dinlemekle iyi bir şey yapmışız. Bir siteye ait tesisi sadece yiyip içtiğimiz şeyleri ödeyerek kullanabildik.
Koyunbaba

Gümüşlük

Dönüş uçağımız Cuma 16.40'taydı. Çağrı'nın havaalanında çalışan kuzeni bizi öğlen otelden aldı ve Milas'taki evlerine götürdü. Orada yemek yiyip birlikte zaman geçirdikten sonra da alana bıraktı. Öğleden sonra bütün uykuları bölünmüş olduğundan iyice huysuzlaşan Deniz, dönüş yolunda da hiç uyumadı. Uçaktan da tam mesai saati çıkışı indiğimiz için yolculuğumuz iki buçuk saat sürdü ve Deniz yolun büyük bir kısmını ağlayarak geçirdi :(

Kaldığımız otelle ilgili bir şey yazmadığımı fark ettim :) Adrasan planımız zorunlu olarak iptal olunca, bu rezervasyonu apar topar yapmıştık. Bu nedenle beklentim yüksek değildi zaten. Tesis ve konum iyiydi. Odalar yeterliydi. Kahvaltı büfesi idare ederdi. Personel eğitimsiz ama iyi niyetliydi. Yüksek beklentiyle gitmediğimizden, hayal kırıklığına uğramadık.

Daha önce Çağrı'nın yaşgünü için Bodrum'a geldiğimizde, bütün tarihi ve turistik yerleri gezmiş ve yaptıklarımızı bu yazıda paylaşmıştım. Bu sefer tam tersine, oldukça plansız, araba kiraladığımız gün haricinde keşifsiz, bebekli tatile acemi olmanın getirdiği şaşkınlıkla sakin bir tatil yaptık. Bundan da keyif almakla birlikte, Deniz'le çıkacağımız gelecek tatillerin daha maceralı olmasını umuyoruz.

Bebekli tatil bavulu hakkında daha sonra yazacağım.

İLKE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar