26 Eylül 2012 Çarşamba

Planlar, planlar, planlar....

Beni bilenler bilir. Hayatım bir şeylerin planını, programını yaparak geçer.
Biliyorum  hayatı biraz da spontan yaşamak gerekiyor. Biliyorum etraf bu kadar plansız insanla doluyken, planlı olmaya çalışmak çok zor ve pek de işe yaramıyor. Biliyorum bu kadar çok plan yapınca, hayal kırıklığına uğrama ihtimali de o kadar artıyor.Ama genel olarak planlı bir insan olmanın, zarardan çok yararını gördüm diyebilirim.
Tabi şöyle bir şey de var, bu kadar plan program yapmayı seven biri olarak, yaptığın planların ne kadarına uyabiliyorsun diye sorarsanız, orada durum her zaman çok iç açıcı olamıyor tabii ki.
Gündelik işleri planlı olarak yapmaya gelince her şey harika ama iş uzun vadeli programlara gelince her zaman dikiş tutturulamayabiliyor.
Burada anlatmış olduğum gibi, her sene kendime harika bir aktivite listesi hazırlarım ama kişisel ataletimi yenemediğim için planlar hep bir başka bahara kalır.
Ama bunun yanında, hayata bir şeyleri organize etmek için gelmişim desem çok da abartı olmaz. Nerede arkadaş toplanması, yemek, organizasyon var benim başımın altından çıkar. Ya da ortak yapılan bir planda, kendimi birden tek başıma organizasyon yaparken bulduğum da olur. (oldukça sık!) Ben kendimi bu kadar antisosyal görüyorken, insanların gözünde sürekli aktif bir insan portresi çizebiliyor olmam benim mi çok tatminsiz olduğumu gösteriyor yoksa çevremdeki insanlar mı çok antisosyal bazen ben bile karar veremiyorum. Mesela ben kocama artık hiç gezemediğimizden, çok eve kapandığımızdan şikayet ederken, yolda karşılaştığım biri, "Ne kadar çok geziyorsunuz! Takip ediyoruz face'ten" diyebiliyor.
Demek ki benim de renkli bir hayat yaşıyor olmalarına gıpta ettiğim, sürekli sosyal ortamlarda ya da seyahat ederken fotoğraflarını paylaşan kişiler de, kendilerini pasif ve yaşadıkları hayatı yetersiz görüyor olabilirler.
Neyse, konuyu çok dağıttım sanırım toparlayamayacağım :)
Kısa kesip, adet olduğu üzere "geleneksel bu sene yapmak istediğim şeyler listem"i ortaya dökeyim.

Yogaya ve pilatese başlamak (altı ay önce haftalık program çıkarıp, hocayla yazışmıştım ve haftalarca yoga çantam ofiste kaldı )
İsmek kurslarından birine yazılmak. ( Bir aydır tek yaptığım siteye bakıp kursları incelemek oldu)
Görme engelliler kitaplığında kitap kaydı yapmak. ( Bu benim suçum değil. Mailime cevap vermediler:( )
Blog yazmaya başlamak (heyoo heyoo! Bunu yaptım)
Aylık kültür sanat ajandası çıkarıp, her ay en az bir tiyatro, konser vs. izlemek/dinlemek.(her şeyin başı kısmet)
Bebiş gelmeden önce, tüm gerekli kitapları okumak.

Bu liste uzayıp gider ama daha fazla abartmaya da gerek yok değil mi? :)

İLKE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar