14 Ocak 2013 Pazartesi

Havadan, sudan...

Yeni yıl, yaş günü kutlamaları derken ayın ortasına geldik bile.
Geçtiğimiz hafta bir kaç gün karla boğuştuk. Geçen seneki kadar uzun süre yerde kalmadı ama bize o bile yetti. Buzda çamurda işe gelip gitmek yine işkence oldu.

Çocukken kar deyince insanın içinde sadece olumlu duygular uyanırken, büyüyünce bu heyecandan eser kalmaması ne garip! İşyeri erken bıraksa da kar bastırınca eve geç kalmasak, evvah bugün giydiğim çizmeler su çekecek mi, çoraplarım çamur içinde kaldı, çizmenin altına kaymaması için taban mı taksak. Çocukken karı görür görmez dışarı fırlarken bunların hangisi aklımıza geliyordu? Ayaklarımızın ıslanacağı ya da pantolonumuzun çamur olacağı umurumuzda mıydı?

Biz çocukken sosyal paylaşım siteleri yoktu, dahası internet denen şey hayatımıza girmemişti. Ama girmiş olsaydı muhtemelen dudaklarımızın morarmasını ya da iç çamaşırlarımıza kadar ıslanmış olmamızı umursamadan karlarda yuvarlanırken çektiğimiz fotoğraflarımızı paylaşır olurduk geçen hafta.
Halbuki şu an 20 yaşın üzerinde bu ilişki sıcak evde pencere ardından çekilen fotoğraflarla sınırlı kalıyor :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar