7 Kasım 2012 Çarşamba

Haftanın ortası

Nasıl geçtiğini anlamadan haftayı ortaladık bile. Aslında Çarşamba günleri yogaya gidiyorum ama tıkanık ve aynı zamanda deli gibi akan burnumun oluşturduğu değişik kombinasyon yüzünden vazgeçtim. İkide bir burnumu çekip milletin konsantrasyonunu bozmayayım dedim.
Zaten dışarıda fena bir hava var. Kasıma kadar bahar havalarıyla gelip bir gün sonra aniden değişen havayla kışa resmen girmiş olduk. Şimdilik kalorifersiz idare ediliyor ama sanırım bir haftaya kalmaz yakmaya başlarız kombiyi.

Cumartesi günü biraz ev işi, dolap yerleştirme yaparım diyordum ama çamaşır yıkamak dışında pek bir şey yapmak istemedi canım. Bir de yemek yaptım.  Pazar günü Çağrı'yla Anadolu Kavağı'na gittik.

Ceneviz kalesi manzarası

 Uzun süredir gitmeyi istiyordum ama kısmet olmamıştı. Üsküdar'dan bir otobüse binip, Beykoz'da tekrar otobüs değiştirerek yaklaşık 2 saatte ulaştık oraya. Hava güzeldi ve ortalık turist kaynıyordu. Hatırı sayılır bir yokuş tırmanarak Ceneviz Kalesi'ne ulaştık ama burada ortam turistik bir yerden çok avam bir piknik yeri gibiydi. İnsanlar yukarı kadar arabalarıyla çıkmış üstüne bir de tam Boğaz'ın Karadeniz'le buluştuğu harika manzarada fotoğraf çekmek isteyenlerin kadrajına girecek şekilde park etmişler. Tam Türk mantığı! Zaten yolda bir sürü turist görmüş olmamıza rağmen, ortamı görüp hemen kaçmış olmalılar ki, yukarıda hiç yoktu.



Güzel bir gün oldu. Dönüşte de yine iki saate yakın süren bir otobüs yolculuğuyla eve vardık. Çağrı yine "Araba olsa ne iyi olurdu, rahat rahat gezerdik" demeye başladı :) Evet, arabamız olsa rahat ederdik mutlaka ama ben uzun yollar dışında şehir içinde arabanın çok eksikliğini çekmiyorum. Aksine sanki arabamız olursa çok bağımlı oluruz, her yere arabayla gitmek isteriz diye korkuyorum. Gerçekten de aslında toplu taşımanın oldukça yaygın olduğu büyük şehirlerde çoğu yere arabayla gitmek külfet. Özellikle karşıya geçerken deniz yolu bu kadar rahatken. Tabii Çekmeköy'e anneme ya da İzmit'e giderken, hatta hafta sonu bir yerlere kaçmak için çok iyi olur. Ama hafta içi gerekmedikçe çok tercih etmem her halde. Babamın düğün için bize aldığı ve gelin arabası yaptığımız Vosvos'u (düğünden sonra bir daha görmedik ama)satıp para ekleyerek küçük bir araba alalım diyor babam. Bakalım!

Bu arada Pazar gününden beri ütü yapmama grevi yapıyorum ve Çağrı az önce ilk gömleğini ütüledi :)

Gelişmelerle karşınızda olacağız :)

İLKE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar